dışarıda bırakmak - Turco Inglés Diccionario

dışarıda bırakmak

Significados de "dışarıda bırakmak" en diccionario inglés turco : 14 resultado(s)

Turco Inglés
General
dışarıda bırakmak shut out v.
We may have succeeded in shutting out the free riders that there always are with such a system.
Böyle bir sistemde her zaman var olan bedavacıları dışarıda bırakmayı başarmış olabiliriz.

More Sentences
dışarıda bırakmak exclude v.
We should not therefore be looking to make savings with this regulation and from these small farms by excluding them.
Bu nedenle bu yönetmelikle ve bu küçük çiftlikleri dışarıda bırakarak tasarruf yapmaya çalışmamalıyız.

More Sentences
Phrasals
dışarıda bırakmak leave out v.
It is important that we leave out the phrase 'collective agreements declared or deemed to be generally binding'.
Genel olarak bağlayıcı olduğu ilan edilen ya da kabul edilen toplu sözleşmeler' ifadesini dışarıda bırakmamız önemlidir.

More Sentences
General
dışarıda bırakmak keep out v.
dışarıda bırakmak preclude v.
dışarıda bırakmak lock out v.
dışarıda bırakmak bate v.
dışarıda bırakmak blanket (out) v.
dışarıda bırakmak bar v.
Phrasals
dışarıda bırakmak hem out v.
dışarıda bırakmak set aside v.
dışarıda bırakmak factor out v.
dışarıda bırakmak filter out v.
dışarıda bırakmak subtract from (something) v.

Significados de "dışarıda bırakmak" con otros términos en diccionario inglés turco: 11 resultado(s)

Turco Inglés
General
kapıyı kilitleyerek birini dışarıda bırakmak lock someone out v.
birini soğukta dışarıda bekletmek/tutmak/bırakmak keep/leave/put someone out in the cold v.
(kapıyı kapatarak) dışarıda bırakmak bolt v.
Phrasals
dışlamak, dışarıda bırakmak close out v.
bir durumu/sorunu tekrar gözden geçirerek bir şeyi dışarıda bırakmak factor out v.
bir şeyi filtreleyerek dışarıda bırakmak filter out v.
kapıyı kilitleyip dışarıda bırakmak lock out of v.
Idioms
bir şeyi dışarıda bırakmak leave something in the open v.
(birini) oylamayla dışarıda/etkisiz bırakmak blackball (one) v.
birini/bir şeyi dışarıda bırakmak leave someone/something out in the cold v.
Religious
aşai rabbani ayinine katılmayı hak edenlere ciddiyetle hitap ederek katılamayanları dışarıda bırakmak fence the tables v.